Kamu ağız ve diş sağlığı merkezlerindeki yoğunluk, randevu almayı ve hizmet alımını giderek zorlaştırıyor. Üstelik muayene ücretleri de oldukça yüksek. Vatandaşlar, ağız ve diş sağlığı konusunda ne yapacaklarını bilemiyor.
Ülkemizde, 5 yaş altı çocuklar ile 35-44 yaş aralığındaki bireylerin en az bir dişi çürüklerinin oranı yüzde 60’ın üzerinde seyrediyor. Tedavi ihtiyacı olanların oranı ise yüzde 86,5 olarak belirlendi. Ancak bu sorunun temelinde çeşitli faktörler etkili oluyor.
Kamu ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ulaşım konusundaki sıkıntılar, maliyetin artışı ve koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin yetersizliği, bu çarpıcı tablonun oluşmasında önemli rol oynuyor. Ayrıca artan diş hekimliği fakülteleri ve işsizlik oranlarının da sorunu daha da derinleştirdiği gözlemleniyor. Diş hekimleri, “Hastalar dişsiz, diş hekimleri işsiz. Diş tedavilerinin yüksek maliyetinden kurtulmanın yolu, etkili koruyucu önlemler ve sağlığı desteklemekten geçiyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) ve İstanbul Diş Hekimliği verilerine göre, 2000 yılında 13 olan diş hekimliği fakültesi sayısı 119’a, diş hekimi sayısı ise 46 bine yükseldi. Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Tarık İşmen, 20-26 Kasım Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, diş hekimliği fakülte sayısının ihtiyacın üzerinde olduğunu vurgulayarak, “Yeni diş hekimliği fakültesi açılmamalıdır. Çünkü, 2023 yılında ulaşılması hedeflenen 38 bin diş hekimi sayısı, 2021 yılında 39 bin 851 diş hekimiyle çoktan aşılmıştır.” şeklinde konuştu.
Tarık İşmen, yetkililere seslenerek, “Ülkemizin en zor ve en pahalı eğitimini alan gençlerimizin geleceği ucuz işgücü olmak ya da işsiz kalmak olmamalıdır.” dedi. İşmen, konuşmasında diş hekimliği fakültelerine öğrenci alınmasının durdurulması gerektiğini belirterek, mevcut öğrencilerin beş yıl içinde mezun olması durumunda bu süre zarfında yaklaşık 50 bin yeni diş hekimi mezun olacağını ifade etti. Ayrıca bu hızla artan öğrenci sayısına nitelikli eğitim verecek öğretim üyesi kadrosunun yetiştirilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. İşmen, Türkiye’de ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin genel olarak özel sağlık kuruluşlarında tedavi edici hizmetler şeklinde sunulmasının etkisiyle, geçtiğimiz yıl gündeme getirilen aile diş hekimliği kavramının içeriğinin belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti. Diş hekimlerinin kamuda daha fazla ve yaygın bir şekilde istihdam edilebilmesi için acil bir şekilde kadro açılması ve atama işlemlerinin yapılması gerektiğini vurgulayan İşmen, bu konuda gerekli adımların bir an önce atılmasını talep etti.
Diş hekimlerinin talepleri şu şekildedir: